HAYAL DİYARI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HAYAL DİYARI

HAYAL DİYARI
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 DÜNYA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sedat210132
Admin
Admin
sedat210132


Mesaj Sayısı : 938
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 28/11/07

DÜNYA Empty
MesajKonu: DÜNYA   DÜNYA Icon_minitimePaz Ara. 02, 2007 10:35 pm

Yer (gezegen)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
→ Başlığın diğer anlamları için Dünya (anlam ayrım) sayfasına bakınız.

Yer
Apollo 17'den Yer'in görüntüsü:Mavi Bilye.
Yörünge Özellikleri
Yarı büyük eksen 149.597.887 km.
Günberi 147.098.074 km.
(0,983 A.Ü.)
Günöte 152.097.701 km.
(1,017 A.Ü.)
Yörünge dışmerkezliği 0,017
Yörünge eğikliği 0
Dolanma süresi
(Yıldız yılı) 365 gün 6 sa. 9 dk. 9 s.
(365,25636 gün)
(1,000039 dönencel yıl)
Yörünge hızı

ortalama
En yüksek
En düşük
29,78 km/s
30,29 km/saniye
29,29 km/s
Doğal uydu sayısı 1
Fiziksel Özellikler
Ekvator çapı 12.756,28 km
Kutuplar arası çap 12.713,56 km
Basıklık 0,003
Ekvator çevresi 40.075 km
Yüzey alanı

Karalar
Denizler 510.067.420 km2

148.847.000 km2 (%29,2)
361.220.420 km2 (%70,Cool
Hacim 1,08 x 1012 km3
Kütle 5,97 x 1024 kg.
Yoğunluk 5,51 g/cm3
Eksen eğikliği 23,44°
Dönme süresi

(Yıldız günü) 23 sa. 56 dk. 4,1 sn.

(0,99727 gün)
Yerçekimi 9.78 m/s2
Kurtulma hızı 11,18 km/s
Beyazlık (albedo) 0,37
Yüzey sıcaklığı

ortalama
En yüksek
En düşük
14°C (287 K)
57,7°C (331 K)
- 89,2°C (184 K)
Atmosferin içeriği
Azot %78.08
Oksijen %20.94
Argon %0.93
Karbondioksit %0.038
Su buharı Eser (iklime bağlı olarak değişir)
Yer (Dünya, Yeryüzü, Acun, eski dilde Arz), Güneş sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş sistemi'nin 9 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.


24 Aralık 1968, Apollo 8Konu başlıkları [gizle]
1 Dünya'nın Oluşumu
2 Dünya'nın Yaşı
3 Biçimi
4 İç yapısı
5 Levha hareketleri
5.1 Aşınma
6 Atmosfer
7 Dünya'nın hareketi
8 Ay ve Dünya



Dünya'nın Oluşumu [değiştir]Dünya'nın bütün öbür gezegenlerle aynı zamanda oluştuğuna inanılır. Güneş Sistemi'nin başlangıcına ilişkin eski bir kurama göre önce Güneş var olmuş, daha sonra gezegenler ondan kopmuştur. Artık geçerli sayılmayan bu kurama göre Güneş ilk oluştuğu zaman bugünkünün 50-60 katı büyüklükteydi ve kendi çevresinde hızla dönüyordu. Bu dönme hareketinden doğan merkezkaç kuvvetin etkisiyle Güneş'ten dışarıya bir miktar madde savruldu. Önce çok uçucu olmayan mineral ve metallerin yoğunlaşmasıyla iç gezegenler, sonra uçucu gazların yoğunmaşlasıyla dış gezegenler oluştu. Güneş'in ve bütün gezegenlerin aynı zamanda oluştuğunu ileri süren yeni bir kurama göre de Samanyolu Gökadası'ndaki dev bir gaz ve toz bulutu kendi kütleçekim kuvvetinin etkisiyle büzülmeye başladı (Gökada). Bu madde parçacıklarından çok büyük bölümünün yoğunlaşmasıyla Güneş oluştu; bu kütle giderek öyle büyüdü ve madde yoğunluğu öylesine arttı ki bir süre sonra nükleer tepkimiler için elverişli bir ortama dönüştü. Öte yandan buluttaki daha küçük madde yoğunlaşmalarıyla da ilk gezegenler oluşmaya başladı. Bugünkü gezegenlerin öncülü olan bu ilk gezegenler başlangıçta birer gaz kütlesi halindeydi, ama hiçbiri nükleer tepkimelerin başlayabileceği kadar büyük değildi. Güneş'in sıcaklığı arttıkça çevresindeki yakın gezegenleri, yani yerbenzeri gezegenler kuşatan gaz bulutları yok oldu ve geride büyük olasılıkla erimiş durumdaki minerallerden oluşan çekirdekleri kaldı. Güneş'e çok uzak olan öbür gezegenler ise pek fazla değişikliğe uğramadan bugüne kadar ulaştı.


Dünya'nın Yaşı [değiştir]Dünya'nın yaşı doğrudan doğruya kayaçların yaşıyla ölçülmez. Çünkü bilinen en yaşlı kayaçların bile bugün artık yeryüzünde var olmayan daha yaşlı kayaçlardan oluştuğunu biliyoruz. Bugüne kadar saptanabilen en yaşlı kayaçlar Grönland'ın batısında bulunmuştur ve 3,8 milyar yaşındadır. Demek ki Dünya'nın yaşı bundan daha fazladır.

Bugün Dünya'nın yaşını hesaplamak için başvurulan yöntem radyoaktif elementlerin dönüşümüdür. Örneğin radyoaktif uranyum elementinin uranyum-238 ve uranyum-235 gibi iki ayrı tipte atomu (izotop) vardır. Bu atomların ikisi de çok yavaş bir süreçle kurşun atomlarına dönüşür. Öbür uranyum izotopundan biraz daha ağır olan uranyum-238'in dönüşümüyle daha hafif bir kurşun izotopu olan kurşun-206, uranyum-235'in dönüşümüyle de biraz daha ağır bir izotop olan kurşun-207 atomları oluşur. Uranyum-235'in kurşuna dönüşme hızı uranyum-238'in dönüşme hızından altı kat daha fazladır. Bu nedenler, incelenen bir kayaçtaki kurşun-206 ve kurşun-207 atomlarının oranı kayacın yaşına bağlı olarak değişir. En yaşlı olduğu düşünülen bir kurşun minerali ile bugün okyanuslarda oluşan kurşunun izotop yapısı arasındaki fark, ancak bu iki örneğin oluşumları arasında 4,55 milyar yıllık bir zaman dilimi olmasıyla açıklanabilir. Bu süre de Dünya'nın yaşı olarak kabul edilebilir. En eski kayaçların yaşını hesaplamak için radyoaktif rubidyum elementinin stronsiyuma dönüşme süreci de temel zaman ölçeği olarak alınabilir.


Biçimi [değiştir]Ana madde: Jeodezi
Yer'in şekli basık küremsiye yakındır ama Yer'in tam şekli sayılan geoit ondan bazı yerlerde 100 m. kadar fark edebilir. Referans küremsinin ortalama çapı 12.742 km'dir (~40.000 km/π). Yer'in ekseni etrafında dönmesi ekvatorun dışarı doğru biraz fırlamasına neden olduğu için ekvatorun çapı, kutupları birleştiren çaptan 43 km daha uzundur. Ortalamadan en büyük sapmalar, Everest Dağı (denizden 8.848 m yüksekte) ve Mariana Çukuru dur (deniz seviyesinin 10.924 m altı). Dolayısıyla ideal bir elipsoide kıyasla Yer'in %0,17'lik toleransı vardır. Ekvatorun şişkinliği yüzünden Yer'in merkezinden en yüksek nokta aslında Ekvador'da Çimbarazo Dağıdır.


İç yapısı [değiştir]Ana madde: Yer'in yapısı
Yer'in içi, diğer gezegenler gibi, kimyasal olarak tabaklardan oluşur. Yer'in silikattan oluşmuş bir kabuğu, yüksek viskoziteli bir mantosu, akışkan bir dış çekirdeği ve katı halde bir iç çekirdeği vardır.

Yer'in tabakaları aşağıda belirtilen derinliklerdedir:

Derinlik (Km) Tabaka
0–60 Litosfer (5 ila 200 km arası değişir)
0–35 ... Kabuk (5 ila 70 km arası değişir)
35–60 ... mantonun en üst kısmı
35–2890 Manto
100–700 ... Astenosfer
2890–5100 Dış kabuk
5100–6378 İç kabuk

Dünya'nın dış kabuğu ile bu kabuğun üzerindeki atmosfer(hava) ve hidrosfer (okyanuslar ve denizler)katmanları doğrudan gözlemle incelenebilir. Oysa Dünya'nın iç bölümlerine ulaşarak yapısını doğrudan inceleme olanağı yoktur. Dünya'nın iç yapısına ilişkin bütün bilgiler depremlerin incelenmesinden ve Dünya'nın içinde var olduğu düşünülen maddeler üzerindeki deneylerden elde edilmiştir. Yanardağların varlığına ve yerkabuğunun yüzeyindeki ısı akışı ölçümlerine dayanarak Dünya'nın iç böümlerinin çok sıcak olduğunu biliyoruz. Yerkabuğunun derinliklerine doğru indikçe kayaçların sıcaklığı her kilometrede 30°C kadar yükselir. Böylece; kabuğun en alt katmanlarının çok daha üstünde yer alan kayaçlar kızıl kor haline dönüşür. Aslında Dünya'nın büyüklüğüne oranla yerkabuğu çok incedir. Eğer Dünya'yı bir futbol topu büyüklüğünde düşünürsek kabuğu da ancak topun üzerine yapıştırılmış bir posta pulu kalınlığındadır. Kabuğun altında kalan kayaçlar ise akkor sicaklığına kadar ulaşır.

Depremlerin nedeni, yerkabuğundaki bir kırıkla birbirinden ayrılan iki büyük kütlenin (levhanın) birdenbire harekete geçerek üst üste binmesi ya da uzaklaşması sonucunda yerkabuğunun şiddetle ileri geri sarsılmasıdır. Büyük bir depremde bazi titreşimler Dünya'nın öbür yüzündeki dairesel bir alanda "odaklanır". Buna karşılık bazı titreşimler çekirdeği aşıp öbür yana geçmez. Böylece Dünya'nın öbür yüzünde hiçbir titreşimin duyulmadığı halka biçiminde bir "gölge" belirir. Bu gölgenin boyutları ölçülerek çekirdeğin büyüklüğü hesaplanabilir. Ayrıca deprem titreşimlerinin yayılma hızi saptanarak içinden geçtikleri maddelerin yoğunluğu, dolayısıyla bileşimi belirlenebilir. Eritilmiş kayaçlarla yapılan laboratuvar deneyleri bu çalışmalara büyük ölçüde ışık tutar. Dünya'nın yüzeyi, kalınlığı 6 ile 70 km arasında değişen bir "kabuk" katmanıyla örtülüdür. Yerkabuğu denen bu katman daha ağır maddelerden oluşan ve 2.865 km derine inen çok kalın "manto" katmanının üzerine oturur. Mantonun bittiği yerde Dünya'nın merkezine kadar kadar 3.473 km boyunca uzanan "çekirdek" başlar. Jeologlara göre, içteki manto katmanı çok büyük kabarma harektleri sonucunda yerkabuğunu iterek birçok yerde yüzeye cıkmıştır. Ayrıca normal olarak yerkabuğunun yapısında bulunmayan bazı kayaçlar da yanardağı hareketleri nedeniyle Dünya'nın yüzeyine ulaşmıştır. Jeologlar bu verilere dayanarak mantonun üst kesimlerinin "ültrabazik" korkayaçlardan oluştuğunu ileri sürerler. Bir yanda "asit" kayaç olarak nitelenen granitin yer aldığı kayaç sınıflandırmasının öbür ucunda bulunan bu ültrabazik kayaçlar ağır demir ve magnezyum silikatlardan oluşur. Mantonun alt bölümlerinin de aynı yapıda, ama daha ağır ve yoğun olduğu sanılmaktadır. Çekirdeğin yapısındaki maddeler ise hem mantodakilerden daha ağır, hem de hiç değilse çekirdeğin dış bölümünde sıvı haldedir. Buna karşılık çekirdeğin içinin manto ve kabuk gibi katı olduğu sanılıyor. Yerçekirdeğin olağanüstü bir basınç vardır. Bilinen elementlerin çoğu böylesine büyük bir basınç altında çok yoğunlaşmış olarak bulunabilir; ama jeologların genel kanısı, bazı demirli göktaşları (meteoritler) gibi çekirdeğin de metal halindeki nikel ve demirden oluştuğudur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sedat210132
Admin
Admin
sedat210132


Mesaj Sayısı : 938
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 28/11/07

DÜNYA Empty
MesajKonu: COĞRAFYANIN KONUSU   DÜNYA Icon_minitimePtsi Ara. 03, 2007 1:24 pm

COĞRAFYANIN KONUSU
Yeryüzündeki çeşitli doğa olayları ve bu olaylar ile canlılar arasındaki karşılıklı etkileşimler, coğrafyanın konusunu oluşturur. Dünya'nın katı yüzünü oluşturan karalar üzerinde dağ, ova, plato, vadi gibi çeşitli yeryüzü şekilleri meydana gelmiştir. Ayrıca yağmur ve kaynak suları ile beslenen akarsular ve göller de karalar üzerinde yer alır

Yeryüzü, atmosfer adını verdiğimiz hava küre ile çevrilidir. Güneşlenme, sıcaklık, basınç, rüzgar, nem ve yağış, yeryüzündeki canlı yaşamını yakından ilgilendirir.Birer iklim elemanı olan bunlar coğrafi çevrenin şekillenmesini de sağlar. İklimlerin özelliklerine bağlı olarak yeryüzünde çok çeşitli bitki ve hayvan türleri yayılmıştır. Bunun yanında, iklim ve yeryüzü şekillerine dayalı olarak farklı özellikte bölgeler oluşmuştur. Örneğin, ekvator çevresi sıcak ve nemli, kutuplar soğuk ve buzullarla kaplıdır. Nemli bölgelerde gür bitki örtüsü, kurak bölgelerde ise bozkır ve çöller vardır. Yeryüzünde görülen bu olaylarla devamlı etkileşim içerisinde olan en önemli canlı, insandır. İnsan, yeryüzündeki bu olayların etkisi altında ve bunlarla iç içe yaşamaktadır.

İklim özelliklerinin uygun olduğu ılıman bölgelerde nüfus yoğun, yerleşme sık, ekonomik etkinlikler çeşitlidir. İklim özelliklerinin uygun olmadığı kurak ve soğuk alanlar ise nüfusun çok azaldığı veya hiç olmadığı yerlerdir. Yeryüzü şekilleri ve su kaynakları, insanın yaşama ve etkinlik alanlarının dağılışını etkiler. Ovalar ve akarsu boyları sık nüfuslu, dağlık alanlar ve suyun bulunmadığı yerler ise seyrek nüfusludur.

İşte, yeryüzünde görülen ve insan yaşamını etkileyen bütün bu olaylar, coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya, bu olayların yeryüzündeki dağılışını ve bu dağılışın nedenlerini araştırır, sonuçlarını ortaya koyar.



COĞRAFYANIN TANIMI



Bu bilgilerin ışığı altında coğrafyayı şöyle tanımlayabiliriz: Coğrafya, yeryüzüne bağlı çeşitli olayları tanıtan, bu olayların oluş, dağılış ve sonuçlarını ortaya koyan, bunların insanlarla olan karşılıklı etkileşimlerini açıklayan bir bilimdir.



COĞRAFYA ÖĞRENMENİN GEREKLİLİĞİ


Coğrafya öğretiminin temel amacı, Dünya'yı ve yurdumuzu tanımak,ülkemizin kalkınmasında severek sorumluluk alma duygusunu geliştirmektir. Öncelikle yurdumuzun Dünya üzerindeki yerini ve bu yerin önemini öğretmektir.

Yurdumuz, coğrafi özellikleri bakımından birbirinden farklı yedi coğrafi bölgeye ayrılır. Bu bölgelerdeki farklı coğrafi özelliklerin ortaya koyduğu yaşayış şekillerini, yer altı ve yer üstü zenginliklerini öğrenmek, vatan ve millet sevgisinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Her ülkede olduğu gibi, yurdumuzdaki kaynaklar da sınırsız değildir.Bir gün tükenip yok olacağını düşünerek Dünya'da pek çok millete nasip olmayan cennet vatanımızın bu kaynaklarını özenle değerlendirmeli ve israftan kaçınmalıyız. Coğrafya, işlediği konularıyla vatan sevgisine dayanan bu düşünceleri destekler ve geliştirir.

Coğrafya öğretimi ayrıca, yurdumuzun beşeri ve ekonomik yapısının en iyi şekilde tanınmasına yardımcı olur. Ülke yönetiminde görev alacak kişilerin bu konuda bilinçli ve doğru karar verebilmelerini sağlar. Bu bakımdan coğrafya öğrenmek çok gereklidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sedat210132
Admin
Admin
sedat210132


Mesaj Sayısı : 938
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 28/11/07

DÜNYA Empty
MesajKonu: KITALAR VE OKYANUSLAR   DÜNYA Icon_minitimePtsi Ara. 03, 2007 1:27 pm

Dünyamıza baktığımızda yüzeyinde hem büyük su kütlelerini hem de kara parçalarını görürüz. Bütün dünya yüzeyinin %71 ini denizler, %29 unu karalar oluşturur. Ancak bu oran kuzey ve güney yarımkürede değişir. Çünkü buralarda kara ve denizlerin oranı farklıdır. Kuzey yarımkürede karalar %39, denizler %61 oranında yer tutar. Güney yarımkürede ise karalar %19, denizler %81 yer kaplar. Gördüğünüz gibi karaların kapladığı alan kuzey yarım kürede daha geniştir. Asya, Avrupa, Kuzey Amerika, Afrika'nın büyük bir kısmı kuzey de kalır. Güney Amerika, Afrika'nın güneyi, Okyanusya ve Antartika ise güney de kalır.



Bu farklı dağılım bir çok özelliği etkiler.



- Öncelikle iklimi etkiler. Kuzey yarımküre daha karasal bir iklime sahiptir. Bu durum kuzey de ortalama sıcaklığın 2 derece kadar fazla olmasını sağlar.

- Nüfusun büyük çoğunluğu kuzeydedir. Bu ekonomik gelişimi olumlu yönde etkiler.

- Karalar üzerindeki doğal zenginlikler, ormanlar ve yeraltı zenginlikleri kuzey de daha çoktur.

- Ulaşım olanakları ve ülkeler arası iletişim kuzey de daha gelişmiştir.



KITALAR



Kendine bağlı olan adalarla ,etrafı denizlerle ve okyanuslarla çevrili olan büyük kara parçalarına kıta denir. Dünya yüzeyinde 7 kıta vardır. Bunlar Asya, Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Okyanusya ve Antartika dır.Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına 'eski dünya karaları'adı verilir. Eski dünya kıtalarının ve diğer kıtaların en büyüğü Asya dır. Hemen yanında bir uzantısı gibi duran Avrupa bulunur. Bu nedenle bu iki kıtaya "Avrasya" adı verilir.



Türkiye bu eski dünya karalarının birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunur. Anadolu yarımadası Asya nın Avrupa ya en çok yaklaştığı yerde yer alır. Trakya ise Avrupa topraklarımızı oluşturur.



Kıtalar birbirlerinden boğazlar ya da okyanuslarla ayrılmışlardır. Asya kıtası, Kuzey Amerika'ya Bering boğazı ile, Kuzey Amerika-Güney Amerika'ya Panama kanalı ile,Avrupa kıtası Afrika ya Cebelitarık boğazı ile,Afrika kıtası Asya ya Süveyş kanalı ile bağlanır. Asya yı Avrupa dan ayıran sınır ise Ural dağlarının batısı, Kafkasların kuzeyi ve İstanbul-Çanakkale boğazlarının kuzeyinden geçer.



OKYANUSLAR



Kıtalar arasındaki büyük çukurlarda kalan geniş ve derin su kütlelerine okyanus denir. Deniz ise karalar arasına veya kenarına sokulmuş kollardır. İç deniz karaların çok fazla içlerine sokulmuş kollardır. Kıtaların kenarında bulunan, okyanuslarla çok daha geniş alanlarda bağlanan denizlere kenar deniz adı verilir.



Okyanuslar denizlere göre çok daha geniş ve derindir. Dünya üzerinde üç büyük okyanus vardır. Bunlar Amerika kıtaları ile Asya ve Okyanusya arasında bulunan Büyük okyanus,Amerika kıtaları ile Avrupa ve Afrika arasında bulunan Atlas okyanusu, Asya nın güneyi, Afrika ve Okyanusya arasında ise Hint okyanusu yer alır. Bu okyanuslar güney yarım kürede Antartika çevresinde birleşerek tek bir su kütlesi oluştururlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
DÜNYA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HAYAL DİYARI :: UZAY BİLİMİ :: GEZEGENLER-
Buraya geçin: